Dev binalar arasında "yaşadığını sanmak" uğruna terk ettik bereketli topraklarımızı ve bir avuç toprak ile doldurduğumuz saksılarda kendimiz gibi tutsak bitkiler yetiştirdik. Kurudular anlam veremedik. Dal budak sardılar, eve barka sığdıramayıp kapı dışarı ettik. Göz ardı ettik rahat yaşamak uğruna kuruttuğumuz yeşili ve kirlettiğimiz tonlarca maviyi.
Doğanın bir parçası olup düşünemediğini, hissedemediğini sandıklarımıza zarar vermeden, onlarla birlikte yaşamı paylaşmak vardı; günden güne büyüyen cam ekranların ardındaki sanal yaşamlarla bütünleştik. İmrendik, kıskandık, nefret ettik; eleştirmeyi, kınamayı, insana güvenmemeyi öğrendik. Masumiyetimimizi sadece bedenlerimiz büyürken değil, şehirlerimiz gelişirken de yitirdik. Kalabalıklaştıkça bencilleştik, yalnızlaştık. Özümüzden uzaklaştıkça daha da fazlasını istemeye başladık. Aslında hiç ihtiyacımız olmayanı ve bazen hakkımız olmayanı isterken en temel haklarımızdan feragat ettiğimizi fark edemedik. Ezildikçe ezdik, sömürüldükçe sömürmeyi öğrendik. Ekmeğimize kan bulaştı, gözümüzü yumduk, yine de yedik. İlk kanlı lokmamızda biz, aslında insanlığımızı yitirdik.
Doğa mı? O artık öcünü alacağı günü, kıyameti bekliyor.
Ne kadar doğru yazmışsın canım.Yazını okuduktsn sonra getçekten doğru diye söylemeden edemedim.
YanıtlaSilKalemine, yüreğine sağlık.
Sevgiler
ay evet yaaa doğa orman deniz ve nefes almak istiyorum valla. şehirlerde yaşamak stres ediyor :)
YanıtlaSilDoktor resme verdi kendini böyle oldu. Yakında Katmanduya çıkar :)
YanıtlaSilHatta ağaçları balkonlarımızda diktik yetmedi, apartman çatılarını yeşilendirerek hallettik hatamızı sözümona. Doğa er geç alacaktır hakkı olanı.
YanıtlaSilTekrar Ziyarete geldim, beklerim.
YanıtlaSilMerhaba. Yazılarınızı ana sayfanın gövdesinde gözükmüyor bunu sebebi sayfa oluşturarak yazı yazmanız. Onun yerine kayıtlar dan yeni yayın oluşturursaniz sıkıntı düzelir.
YanıtlaSilBen sizi takip ettim sizi de beklerim