8 Nisan 2017 Cumartesi

DELİ KAFALAR


  "Yok say beni"
dedi geçen gün kulağıma eğilip. "Hadi oradan" diyemedim. Hemen bir psikolog buldum, "dostum" dedim, "kafamda yılan var". Psikolog boş boş yüzüme bakıyor tabi. "İçinde değil canım, ensemde" dedim. Haaaa diye anlamış ve rahatlamış bir ifade bekliyorum ama yok. O, boş boş bakmaya devam etti, ben de anlatmaya devam ettim. "Arada saçlarımın kıvrımları arasında süzülür, tepemin tasına gelince kulağıma doğru eğilir sonra da bana ölülerden bahseder" diye ekledim. Psikolog önce iki kaşını birden havaya kaldırdı, kaşlar kalkınca otomatik olarak gözleri irileşti tabi, sonra da altta duran bacağını diğerinin üstüne attı, elindeki kalem ile dizinin üzerinde duran dosyaya birşeyler karaladı. Beni yanlış anladığını o an fark ettim. "Dur dostum" dedim, "sen beni çok ama çok yanlış anladın. Sorun bende değil, yılanımda. Son zamanlarda pek bir içine kapandı. Artık eskisi kadar sık konuşmuyor benimle". Psikolog kafasını önündeki dosyadan kaldırdı, yüzüme baktı. Elindeki kalemi dosyanın üzerine bıraktı ve ayağa kalktı. Sonra da "git kendine veteriner bul manyak kadın, ben ne anlarım yılan psikolojisinden" dedi ve kolumdan tuttuğu gibi beni kapı dışarı etti. Ben de durur muyum, paramı geri aldım tabi. Sonra da o parayla yılanıma güzel bir atkı aldım. Sevindi garibim. Meğer ilgi istiyormuş.