Olacak
olur.
Başımıza gelen üzücü bir olayda geçmişe takılıp, kendini paralamanın bir yararı yok. "Neden
ben, neden böyle oldu!" diye isyan etmenin de. Durumun ciddiyetine, şiddetine
göre alışmak, kabullenmek zaman alır belki ancak şunu bilmek gerek; olacak
olur.
Kaza
videolarını izleyince şunu fark edersiniz; çoğu bağıra bağıra
gelir. Anlık bir dikkatsizlik, yanlış tercih ve geri dönüşsüz hasarlar,
kayıplar. Önlemini alırsın, çok dikkatli
olursun ancak biz insanız, robot değil. Hataya açığız. Yanlış tercihler
yapabiliriz. İsyan etmek olanı geri çevirmez. Önce ruhen sonra da fiziksel olarak insanı yıpratır ve
direnci kırar. Çözüm üretmeyi zorlaştırır.
Ne kadar akıllı, mantıklı bir insan olduğuna
inanırsan inan; aklın tutukluk yaptığı anlar da olabiliyor. Diyorum ya,
insanız. Bazen iş işten geçtikten sonra yaptığımız tercihe hayret edip
kalabiliyoruz.
Hayat
öğrenme ve sınanma alanı. Nefes aldığımız gün öğrenmeye başlıyoruz ve aklımız
yeterli olduğu müddetçe yaptığımız her şeyden sorumluyuz.
Dünyaya karşı, kendimize karşı,
çevremizdeki herkese, her şeye karşı sorumluluklarımız var ancak bu demek değil ki hata yapmamak için dünyadan soyutlanıp bir köşeye sinelim. Yaşayacağız, yaşarken pek çok hata
yapacağız. Hatalarımızı telafi etmek için uğraşacağız yeri gelecek telafi
edeceğiz, yeri gelecek elimizden yapacak başka bir şey gelmediğini fark
edeceğiz. İşte o noktada hayatımıza devam edebilmemiz gerekiyor. Hata noktasına
takılıp kalmanın kimseye bir faydası yok.
Sözüm yanlış tercihleri, hataları dolayısıyla takıntı derecesinde pişmanlık ve üzüntü duyanlara. "Kural tanıma, salla gitsin, dünyanın anasını ağlat yine de sıkma canını!" gibi bir sonuç çıkmasın. Tabi ki de böyle bir şey kastetmiyorum ;)
Wow what a great blog, i really enjoyed reading this, good luck in your work. Sinelim Funciona
YanıtlaSil