Ne yaparsan yap, olmuyor işte.
Ne kadar da kalıplaşmış, bildik bir cümle. Her koşula uyabilen, her
başlığın altında yer alabilecek tarzda.
Hayat kısa. Ya hiçbir şeyi, uğruna ederinden fazla çabalayacak kadar
çok istemeyeceksin, ya da gözünü karartıp “ne yaparsan yap, olmuyorlarını”
ardında bırakıp, hedefi değiştireceksin.
Zaten neden bir şeylere bu derece bağlanıp kalıyoruz? Neden hep bir liman
arayışı? Huzur mu şimdi böylesi?
Kafanda yaz, çiz, sonra da oluşturduğun kalıba elinde olanı tıkıştır
dur. Oluyor mu, olmuyor tabi. Kalıp genişse boşlukları doldurma arayışı, dar
gelirse dışarı taşanları görmezden gelme çabası başlıyor.
Hayal etmeden nasıl yaşar insan, bilmiyorum. Ben hiç amaçsız,
hayalsiz, beklentisiz olmadım. Bu huzursuzluğun sebebi hayal etmiş olmak mı
peki?
Hayal kırıklığı…
Başa çıkmakta en çok zorlandığım duygu durumu. Çocukluğuma mı
dönmeli, genetiğimi mi değiştirmeli, ne yapmalı çözüm için? Derin bir nefes
alıp yavaş yavaş vermeli belki de.
Evet evet, işe yarıyormuş gerçekten de.
Şimdilik...
Az beklenti, az takıntı, sıfır kapris, derdin büyüğünden Allah
muhafaza zaten… Oh geçti çok şükür J
okuyunca kendimi gördüm. Benimde başa çıkmakta zorlandığım tek duygu hayal kırıklığı. Kabullenmesi uzun sürüyor :( Bloğunuzu keşif etkinliğinden buldum takipteyim bloğuma da beklerim
YanıtlaSil