Gün gelecek beğenilmek için yaptığımız her şeyden nefret edeceğiz. Bu uğurda harcadığımız zamanın geri dönüşü olmayacak. Egolarımızın okşanması çok çok kısa vadeli doyumlar sağlayacak. Hatta her güne daha aç, daha beklenti dolu başlayacağız. Aynı doyumu sağlamak için daha fazla çaba harcamamız gerekecek. Ta ki yorulup da belki kısa bir ara verene kadar. O kısa süreli boşlukta eteğimizdekileri sayma fırsatımız olacak. Aslında ne kadar az şey biriktirdiğimizin farkına varırsak ve bu farkındalık kalıcı olursa ne ala. Ama sanmıyorum. Çünkü çoğumuz gerçekte neyin daha değerli olduğunun bilincinde değiliz. Başkalarının onayını almayı öyle çok umursuyoruz ki.
-Artık doğma vaktidir
Gösterişin kör rahminden
Doğrunun ala sonsuzluğuna
Zamanıdır kurtulmanın
İçindeki nankör duygulardan
Taktığın budala maskelerden
Efendi kimselerin
Kaderine fiyat biçmelerinden-
Özetle ne olur, ama ne olur boş ve gereksiz şeyler için en değerli şey olan vaktinizi harcamayın. Kimse harcamasın. Çalışın, çabalayın, üretin; okuyun, gelişin, geliştirin. Etraf tembel ve doyumsuz insanlarla doldu taşıyor.
-Çalışmak, çabalamak
Durmadan ve yılmadan
Emek katılanın tadını
Kolayda aramadan-
Bugünlerde en çok düşündüğüm şey, boşa harcadığımız zamanlar :( ve dediğiniz gibi maalesef geri gelmeyecek. .
YanıtlaSilBen en azından tv olayını tama yakın hayatımdan çıkardım. En gereksizi o geliyordu ;)
SilÖzellikle Instagram dikkatimi çekiyor bu konuda. Evlerinin her bir köşesini daha doğrusu hayatlarının her anını çekip gösterime sunanlar like'landıkça daha bir coşuyor adeta. Özelini biraz olsun kendine saklayamaz hale geliyor.
YanıtlaSilEvet haklısın. Sosyal medya, ego şişirme merkezi resmen. Dünya balon gibi içi boş insanlarla dolu ne yazık ki
SilTespitiniz bence de doğru. Keşke beğenilmek kaygısından uzak durabilsek ve gönlümüzden geçeni yapabilsek. Beğenilmenin olmadığı yerde eleştiri vardır. Aslında eleştirilmemek için beğenilmek isteriz. Eleştirilmek can sıkıcıdır çünkü. Yazınız da hoş olmuş.
YanıtlaSilInsan kendini tanıyor ve gerçekte ne istediğini biliyorsa ne yaptığını da biliyor. Öyle olunca yapılan eleştirilerin de yapıcı yönlerini görüp faydalanabiliyor aslında. Amaç "beğenilmek için" değil de "yapmak istediğin için" yapmak olmalı ;)
SilZaman geçince anlıyoruz ama değersiz şeyler olduğunu. O an için değerli geliyor demek ki
YanıtlaSilZamanla gerçekten neyin değerli neyin değersiz olduğunu çoğunlukla ongorecek hale gelebiliyorsun ama ;)
SilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilÖyle. Başkaları çok önemli bizim için, bizden bile önce. Oysa hep takdir ettiklerimiz de içi dışı bir olanlar, olduğu gibi gözükenler. Çelişkilerden kurtulamayacağız. Bir yolu var ; ama zor :) "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" ilkesi. Ama söylemesi kolay olsa da uygulaması zor olmalı ki olamıyoruz :)))
YanıtlaSilZamanla olur belki, yaş ilerledikçe ;)
Sil"keşke" leri en aza indirerek yaşamak
YanıtlaSilhem geçmiş için pişmanlıkları taşımamak
hem geleceğe hazır olmak
güzel fikirler........ sevgiler
Benden de sevgiler ;)
SilDurup durup kendimize hatırlatmamız gerek bunu :)
YanıtlaSilZaman biziz, zaman kıymetli ;)
SilFacebook Instagram gösterişe döndü... Gerçekten üzücü... :(
YanıtlaSil:) :)
Sosyal medyayı kötüye kullanmak bu, evet ;)
Silpekiiii öyle yapalım madeeeemsiii :)
YanıtlaSilHadi bakalım :))
Sil"Emek katılanın tadını
YanıtlaSilKolayda aramadan"
Pek çok şeyin başarısını, övgüsünü kolay'da arar olduk gerçekten.
Aslında başkaları için değil, kendimiz için, daha iyiye-güzele ulaşmak için çabalamakla başlıyor her şey. Kendimizle yarışmak, bir öncekinden daha iyi olmaya çabalamak. Amansız bir savaş gibi değil, hoş bir uğraş gibi yaratıcılığımızı kullanmak.
Başarı emek ister ancak bir hedefin varsa ve ozellikle de süreç seni mutlu ediyorsa harcadığın emek sanıldığı kadar yorucu olmuyor. Buradan uykusuz gecelerime göz kırpıyorum ;) ve de size ;)
SilUmutsuzluk yakalıyordu ki beni, aaa o da ne! Bir ilham perisi gelmiş beni kurtarmaya. Elindeki değnekle göstermiş bana gerçekleri, gücü. Tutmuş elimden, uzaklaştırmış beni canavarın elinden ve güneşe teslim etmiş! :)
YanıtlaSilUmutsuzluk da neymiş, bi kere biz varız ve biz bize yeteriz. Kaldı ki tek başımıza bile sandığımızdan fazlasına sahibiz ;)
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilHiaaa doktormuuuşşş !! Beyaz önlüğü var kaçınnn doktor çıktıııı hiaaa !!! Ama çok havalı. Ancelina Coli bile daha havasız. O zaten ölüyo doktor.. Senin ölük güzel. Diyeceklerim bu kadar arz ederim.
YanıtlaSil:DD önlük değil, ceket o ;)
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilSülalemin bütün bıyıklıları adına !! Ohhh :D
SilZaman bu kadar koşturuyorken ve biz zamansızlıktan bu kadar çok şikayet ederken maalesef boş işlerle de o kadar çok uğraşıyoruz...
YanıtlaSilSadeleşmek lazım, haklısın...
Mutlu haftalar...
Size de sevgiler ;)
SilBen vaktimi her zaman değerli geçirmeyi hedefliyorum, ama sanki hep zamanımı boşa harcıyorum gibi geliyor ve keşke yeniden doğsam ve bu bilinç doğrultusunda hedeflerime küçük yaştan çalışmaya başlasaydım diyorum :) Malesef vaktin bir kısmı geçti, geriye kalanı iyi değerlendirmek lazım :) Ayrıca blog yazmakta benim hayatıma azda olsa değer kattı. En azından vaktimi faydalı şeylere harcadığım hissi veriyor. Profesyonel yazılar yazmasam da bir üretim yapıyorum yazarak, bence mutluluk verici bir duygu :)
YanıtlaSilÜretmek insanı çoğaltıyor, zaten yazmak başlı başına keyifli bir uğraşı ;)
SilHayatımızı daha anlamlı hale getirecek noktalara değişmişsin. Benim için en anlamlı olanlardan biri okumak. Hayatın sıradanlığından kaçıp kendimize kurduğumuz yeni bir dünya kitaplar...
YanıtlaSilHer kitap farklı bir bakış açısı kazandırıyor, insanın çevresini ve kendisini anlamasını kolaylaştırıyor. Okurken verdiği keyif zaten tartışılmaz ;)
SilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilÇok güzel bir makale yazmışsınız ve (boş)zamanın bizler için ne kadar değerli olduğunu benimsetmiş oldunuz. Ben zamanı hep tarlaya benzetmişimdir. Tarlaya ne ekersek onu biçeriz.
YanıtlaSilÇok güzel bir tespit, teşekkürler ;)
YanıtlaSilRica ederim ne demek :)
SilÇok güzel noktalara değinmişsiniz. Ego tatmini için harcanılan boşa çaba hayal kırıklığından başka bir şey getirmiyor insana. Böyle zamanlar aklıma hep Tagore'a ait olan şu söz geliyor "Boş zaman yoktur, boşa geçen zaman vardır."
YanıtlaSilBazen uyumaya bile harcamak istemiyorum zamanımı, o kadar değerli geliyor ama o da gerekli işte napalım ;)
SilBazen uyumaya bile harcamak istemiyorum zamanımı, o kadar değerli geliyor ama o da gerekli işte napalım ;)
SilUnuttuklarımızı dönüp arayacağız diye ben de sık sık aklımdan geçiriyorum. Annem gibi anne olmak, işin içine -ben- karışmayan işler ve böyle düşünenlerden oluşan küçük dünyamı kurmakla çözmeye çalışıyorum. Anladığımızda geç olmaz inşaallah. Selamlar..
YanıtlaSil"Annem gibi anne olmak"; çıkış noktası bu olabilir gerçekten de. Oldukça güzel bir tesbit. Teşekkürler ;)
SilOnaylanma duygusuyla, beğenilme duygusuyla verdiğimiz mücadale zaten içten içe biz farkında olmadan hastalık haline geliyor.. Sadeleşmek lazım, organik beslenerek olmuyor gerçekten biraz yüzümüzü doğaya çevirmek lazım.. çok güzel tespitler..
YanıtlaSilAh o doğa bizden ne kadar uzakta, dört duvar arasında yaşıyoruz ;)
SilAh o doğa bizden ne kadar uzakta, dört duvar arasında yaşıyoruz ;)
Silkendimizi kabullenme ölçütü olarak, ben oldum ölçütü olarak beğenilmeyi kullanmak ne kadar sahte ne kadar sığ di mi ? yaparken farketmiyo muyuz acaba ? keşke daha sağlam kriterler koyabilsek keşke çıtamızı gerçekten yükseltebilsek ve o aylak insanların tamamını fırlatıp atabilsek.
YanıtlaSilİnsan çok gelişmiş bir organizma olmasına rağmen, böyle bir takım zayıf noktaları da var ne yazık ki ;)
YanıtlaSilİnsan çok gelişmiş bir organizma olmasına rağmen, böyle bir takım zayıf noktaları da var ne yazık ki ;)
YanıtlaSil